Geçmişten Günümüze Telefon
Bugün, olumlu ve olumsuz yönleri tartışılsa da telefonun icadı ve geliştirilmesinin insanlığa büyük katkıları oldu. Telefonun hikayesi 1876'da başladı.
1870’lerde tanınmış iki mucit, elektrik kabloları boyunca ses iletebilen bağımsız tasarlanmış bir cihaz hazırladı. Bu mucitler Alexander Graham Bell ve Elisha Grey'di. Her iki mucitin cihazı da birkaç saat içerisinde patent ofisindeydi. Yarışın kazananı Bell oldu.
Telgraf ve telefon kavramları o dönem birbirine çok benziyordu ve Bell'in telefonla yakaladığı başarısı aslında telgrafı geliştirme girişimiydi.
Telgraf, Bell telefonu keşfetmeden 30 yıl önce başarılı bir iletişim sistemiydi. Telgrafın sorunu Mors kodunu kullanması, bir seferde tek bir mesaj göndermesi ve almasıydı.
Graham Bell, sesin ve müziğin doğası hakkında iyi bir anlayışa sahipti. Bu özelliği sayesinde, bir kerede tel boyunca birden fazla mesaj iletme olasılığını düşündü. Bell’in bu fikri aslında yeni bir fikir değildi. Ondan önceki mucitler birden fazla telgraf tasarladı.
Bell bu fikri üzerine "Harmonik Telgraf"ı tasarlamaya başladı. Bu sistem, müzik notalarının aynı tele aynı anda gönderilebileceği prensibine dayanıyordu. 1874’e gelindiğinde Bell’in denemesi çoklu bir telgrafla ilgili bilgilendirme yapacak kadar ilerledi.
Western Union'dan mali destek
Bell'in gelecekteki babası, avukat Gardiner Green Hubbard, Western Union Telegraph Company'nin Bell'e, çok yönlü telgraf çalışmalarını sürdürmesi için gereken mali desteği vermesini sağladı.
Bell, beraberindeki bir başka parlak genç elektrikçi Thomas Watson ile yaz boyunca bir fikir geliştirdi. Bu fikir, insan sesini elektriksel olarak iletebilecek bir cihaz yaratmaktı.
Hubbard ve diğer birkaç finansal destekçinin ısrarı sonucu, Bell ve Watson harmonik bir telgraf üzerinde çalışmaya başladı.
Mart 1875’te Bell, Smithsonian Enstitüsü’nün yöneticisi Joseph Henry ile tanıştı. Henry, Bell’i dinledi ve konuşmasıyla onu cesaretlendirdi. Bell ve Watson, Henry’nin fikirleri sayesinde daha çok heveslendi ve kararlılıkla çalışmalarına devam etti.
Yeni hedef: Konuşmayı iletebilecek bir cihaz
Bell ve Watson, Haziran 1875’te elektriksel olarak kısa sürede gerçekleşecek konuşmayı iletebilecek bir cihaz oluşturmayı hedefledi. İkilinin deneyleri sonucu farklı tonların bir teldeki elektrik akımının gücünü değiştirdiği kanıtlandı.
Geriye yapmaları gereken tek bir şey kaldı: Bu tonları değişen elektronik akımlara dönüştüren uygun bir sistem oluşturmak ve bunu duyulabilir bir formata çevirmeye yarayan bir alıcı yapmak.
Haziran ayının başlarında Graham Bell harmonik telgraf üzerinde çalışırken, telden bir ses duyabildiğini keşfetti.
Üzerinden 1 yıl geçmeden Mart 1876’da Bell, yandaki odada bulunan asistanı Watson'la konuştu ve “Bay Watson, buraya gel, seninle konuşmak istiyorum” dedi.
Bell yeni cihazının başarısını ve iletişim potansiyelini sonunda ortaya koyduğunu gösterdi. Bell'in defterine göre, en başarılı deneyi, yeni ekipmanı olan telefondu.
Telefon açıldığında neden "Alo" deniyor?
Telefonda hemen hemen her gün "Alo" sözcüğü kullanılıyor. "Alo" ise gerçekte Graham Bell'in sevgilisi Allessandra Lolita Oswaldo'nun adının kısaltılmışı.
Bell telefonu icat edince ilk hattı sevgilisinin evine çekti. Bell'in telefonu her çaldığında arayan Allessandra Lolita Oswaldo'dan başkası olmuyordu. Zamanla sevgilisinin adını kısaltarak kullanan Bell, telefonu ilk başlarda "Ale Lolos" diye açıyordu. Daha sonra bu kısaltmayı daha da kısaltılarak "Alo" halini getirdi.
İlerleyen yıllarda yaşanan gelişmeler
1877 yılında ilk kalıcı dış mekan telefon teli hazırlandı. Bu tel sadece 3 millik bir mesafeye uzanabiliyordu.
Hammond V. Hayes geliştirdiği ortak batarya sistemi ile 1888 yılında, tek bir bataryanın tüm telefonları çalıştırmasını sağladı.
1900'lü yılların başında ilk jetonlu telefon yapıldı. 1927'de New York'tan Londra'ya yapılan ilk transatlantik hizmet faaliyete geçti. Sinyal radyo dalgalarıyla iletildi.
Dünyanın ilk ticari cep telefonu servisi 1946 yılında faaliyete geçti. Hareketli araçlar radyo dalgalarıyla bir telefon ağına bağlanabildi. Bir yıl sonra, uzun mesafe telefon görüşmeleri için ilk kez mikrodalga radyo teknolojisi kullanıldı.
1962'de dünyanın ilk uluslararası iletişim uydusu olan Telstar başlatıldı. Daha sonra 10 yıl boyunca fiber optik kabloların geliştirilmesi üzerine çalışıldı. Bu da uydu veya mikrodalgalardan çok daha fazla çağrı yapma potansiyeli sundu.
1990'larda telefon açısından büyük ilerlemeler yaşandı. Hücresel (mobil) telefonların gelişiminin gerçekten şaşırtıcı bir hızda ilerlemesine olanak sağlandı.
Olumlu ve olumsuz görüşler belirtilse de telefonlar insanların yaşama şeklini büyük ölçüde etkiliyor.
Yorumlar
Yorum Gönder